Anadolu Ajansı'nın haberine göre; İlk defa Rusya'nın tarihi Bolşoy Tiyatrosu'nda 1877 yılında sahnelenen, Marius Petipa'nın (1818-1910) koreografisini yazdığı, müziklerinde Avusturyalı besteci Ludwig Minkus'un imzasını taşıyan eser, Hindistan'da geçen entrikalı ve hüzünlü bir aşk hikayesini konu ediyor.
Eseri sahneye koyan koreograf Ayşem Sunal Savaşkurt, AA muhabirine kostümlü genel prova öncesi yaptığı açıklamada, seyircilerin seveceği ve beğeneceğine emin olduğu bir eser ortaya çıkardıklarını ifade etti.
Geçen sene aynı eseri İstanbul'da sahneye koyduğunu anlatan Savaşkurt, dansçıların çok başarılı olduğunu ve provaların çok verimli geçtiğini söyledi.
Dekor ve kostümlerin Hint kültürünü tamamıyla yansıttığını belirten Savaşkurt, "Birinci perde tapınakta, ikinci perde sarayda geçiyor. Üçüncü perde ise başrol karakteri Solor'un hayalini izleyicilere sunuyor. Çok şaşaalı Hint kültürünü tüm özellikleriyle öne çıkarttığımız bir eser. Çok şık bir klasik bale." dedi.
Savaşkurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Klasik bale repertuvarının akademik olarak en zor eserlerinden biri. Özellikle üçüncü perdesi 'Gölgelerin Kralları' sahnesi hem grup hem baş dansçılar için bale repertuvarının en zor eserlerinden. Eserin birinci ve ikinci perdesi, Hint kültürü, gelenekleri ile Hindistan'daki hiyerarşinin yansıması. Üçüncü perdede ise seyirci klasik baledeki zorluk derecesi en yüksek eseri sahnede görecek."
Savaşkurt'a "Nikiya" Rolüyle Avrupa'da Ödül
Geçmişte, bu eserde çok kez dans ettiğini, hatta Avrupa'nın önde gelen dergilerinden Dance Magazine tarafından Belçika'da 1998'de eserdeki "Nikiya" rolünü en iyi yorumlayan dansçı seçildiğini anlatan Savaşkurt, "Çok özellikli bir eser. Çünkü birinci perdede klasik bale tekniğinde dans etse de sanatçılar, eller ve kollar tamamıyla Hint kültürüne göre şekillendi. Üçüncü perdede ise tamamen klasik bale kültürü hakim. Seyirciye bu iki farkı aksettirebilmek çok önemli." diye konuştu.
"Ben Gerçekten Hint Kökenliyim"
Eserin "Gamzatti" rolünü üstlenen Özge Soykan, aşkı için acımasızlaşan, çok zengin bir ailenin asil kızını canlandırdığını ifade etti.
Soykan, 1,5 yıl önce çocuk sahibi olduğunu, tekrar sahnelere döndüğü için ekstra yoğun bir çalışma dönemi geçirdiğini dile getirdi.
Repetitörlerin, dansçıları prömiyere hazırlayabilmek için her ayrıntıyla ilgilendiklerini vurgulayan Soykan, eserin kendisi için önemini şu sözlerle aktardı:
"Bale ayrıntıyla ilgilenilmesi gereken, zor bir sanat dalı olduğundan çok emek verdik. Dedem Hintli, ben gerçekten Hint kökenliyim. La Bayadere balesi dans kariyerim boyunca denk gelmesini en çok istediğim balelerden biriydi. Bu açıdan çok mutluyum."
Dekor Üretimi 14 Atölyede Yapıldı
Eserin dekorunu yapan Özgür Usta da yaklaşık 3-4 ay önce La Bayadere eserinin maket ve çizim aşamalarını yaptığına işaret ederek, "13, 14 atölyemizde dekorun üretim aşamasını yaptık. Bugün ilk kostümlü genel provada eseri görmekten çok heyecanlıyım. İyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Devlet Opera ve Balesine yakışır bir iş olması beni en memnun eden şey." ifadesini kullandı.
Ayşem Sunal Savaşkurt'un sahneye koyduğu, orkestra şefliğini Tolga Atalay Ün'ün yaptığı 3 perdelik eserin kostümlerini Gülden Sayıl, ışıklarını ise Bülent Arslan hazırladı. Eser, Opera Sahnesinde 3 Şubat'ta prömiyer yapacak.
Eserin konusu şöyle:
"Kendisine aşkını ilan eden Yüce Brahman'ı reddeden baş tapınak dansçısı Nikiya, gizlice savaşçı Solor ile buluşur. Birlikte dans eden ikili kutsal ateş üzerine birbirlerine sonsuz aşk sözü verirler. Solor'un cesaretini ödüllendirmek isteyen Rajah, kızı Gamzatti ile evlenmesine hükmeder. Gamzatti, Solor'a aşık olur. Solor da onun güzelliğinden etkilenir ve Gamzatti ile evlenmeye karar verir.
Gamzatti ve Solor'un nişanında Nikiya'ya dans etmesi emredilir. Gamzatti ona hediye olarak bir sepet çiçek gönderir. Nikiya çiçeklerin Solor'dan geldiğini düşünür. Oysa çiçek sepetinde zehirli bir yılan gizlidir. Yılan, Nikiya'yı sokar. Nikiya ona sunulan panzehri almaz ve ölür. Nikiya'nın ölümünden üzüntü duyan Solor da yaşamına son verir."