Kaçak Kazılardan Kurtarıldı: 2500 Yıllık Bronz Sedir Türkiye'ye Döndü

Türkiye'nin kültürel mirasına önemli bir katkı daha! 1980'lerde kaçırılan yaklaşık 2500 yıllık bronz sedir, uluslararası çabalar sonucu anavatanına geri getirildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın mücadelesi sonucu, Manisa'dan 1982'de kaçırılan ve sahte belgelerle gizlenmeye çalışılan 2500 yıllık bronz sedir, J. Paul Getty Müzesi'nden Türkiye'ye iade edildi. 

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, kültürel mirasa sahip çıktıklarını belirtti.

"Uluslararası alanda yürüttüğümüz kararlı girişimler ve başarılı işbirliği sayesinde, MÖ 530 yılına tarihlenen nadir bronz sedirin J. Paul Getty Müzesi’nden ülkemize iadesini sağladık." bilgisini veren Ersoy, bu önemli eserin ait olduğu topraklara döndürülmesinin, kültürel mirasın korunmasında büyük bir adım olduğunu vurguladı.

Gösterdikleri işbirliği için Getty Müzesi'ne ve eserlerin iadesi süresince özveriyle görev yapan Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür eden Ersoy, "Birlikte çalışarak kültürel değerlerimizi korumaya ve gelecek nesillere aktarmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

KAÇAK KAZILARLA ÇIKARILARAK YURT DIŞINA KAÇIRILDI

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, söz konusu eser, 1982'de J. Paul Getty Müzesi tarafından İsviçreli bir sanat tacirinden satın alındı.

Tacir, sedirin 1920'lerden bu yana Avrupa'da koleksiyonlarda yer aldığına dair sahte kanıtlar sundu, ancak, Bakanlık ve J. Paul Getty Müzesi'nin yürüttüğü kapsamlı araştırmalar, bu iddianın asılsız olduğunu ortaya koydu.

Yapılan bilimsel çalışmalar, bronz sedirin 1980’lerin başında Manisa yakınlarındaki bir mezardan kaçak kazılarla çıkarıldığını ve yasa dışı yollarla ülke dışına kaçırıldığını kanıtladı.

Bakanlık ve Getty Müzesi'nin bilimsel işbirliğiyle yürütülen incelemelerde, sedirin üzerine yapışmış keten parçaları, Türk arkeologlarca mezarda bulunan ahşap ve bronz levha parçaları ile mezarın tarihlendirilmesine yardımcı olan mermer ve seramik kalıntılarıyla birebir örtüştü. Böylece sedirin kökeni ve tarihi net bir şekilde ortaya kondu.

Bu iadeyle bu yıl Türkiye'ye getirilen eser sayısı 36'ya ulaştı. 2018'den bu yana toplam 7 bin 840 eserin ülkeye iadesi sağlandı. 2002'den bu yana ise toplam 12 bin 155 eser Türkiye'ye geri kazandırıldı.

NADİR RASTLANAN BİR MOBİLYA TÜRÜ

İadesi gerçekleştirilen sedir, günümüzde oldukça nadir rastlanan bir mobilya türü olarak dikkati çekiyor. Tarihi resimlerde ve o döneme ait kap kacak üzerindeki tasvirlerde görülen bu tür sedirler, antik dönemde günlük yaşamda dinlenme ve yemek yeme amacıyla kullanılıyordu.

Dökme bronz ayak ve raylara sahip, demir bir iskelet üzerine inşa edilen sedir, delikli bakır levhalardan oluşuyor.

Tornalanmış ayakları, köşelerde çıkıntılı zıvanaları ve minderleri destekleyen kafesli yüzeyiyle o dönemde yaygın olarak ahşaptan üretilmiş sedirlerin bronzdan bir örneğini temsil ediyor.

UZMANLARCA İNCELENDİ

İstanbul Restorasyon ve Konservasyon Merkez ve Bölge Laboratuvarı Müdürlüğüne teslim edilen eser, uzmanlar tarafından açılıp incelendi.

'GETTY MÜZESİ UZMANLARI DETAYLI BİR RAPOR GÖNDERMİŞLER'

Uzman konservatör ve restoratör Deniz Nurcan, esere ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, milattan önce 6. yüzyıla tarihlenen eserin, türünün nadir örneklerinden biri olduğunu söyledi.

Nurcan, klinelerin genelde taş ve ahşap malzemelerden üretildiğini belirterek, "Bu bronz bir eser. Demir iskelet üzerine bakır ve bronz malzemeden örgü konularak, döküm bronz ayaklarla üretilmiş. Bu anlamda nadir. Genelde örneklerini görmüyoruz." dedi.

Sedirin üzerine yapışan keten parçalarının Türk arkeologlar tarafından mezarda bulunan ahşap ve bronz levhalarla birebir örtüştüğüne dikkati çeken Nurcan, şunları kaydetti:

"1980'li yıllarda kaçak yollarla yurt dışına kaçırıldığı biliniyor. Türk arkeologlarının Getty Müzesi uzmanlarının ortak çalışmaları sonucunda kazı alanından bulunan bronz ve ahşap örnekleri ve aynı şekilde eserin üzerindeki keten parçaları eşleştirildiğini aynı döneme tarihlendiği belirlenmiş. Böylelikle de eserin aslında bizim kültürümüzün bir varlığı olduğu tespit edilmiş. Getty Müzesi uzmanları bize çok detaylı bir rapor göndermişler. Malzeme ve yapım tekniğiyle ilgili çok özenli bir rapor hazırlamışlar. Bizler de ilk olarak belgeleme çalışmalarını yapacağız ve kendi analizlerimizi yapacağız. Konservasyon yöntemlerini belirleyip sergilemek üzere eserimizi hazır hale getireceğiz."

YAŞAM Haberleri

Antakya'daki depremden sağ kurtulan öğretmen Adana'da mesleğine tutundu
Erzurum'dan Çankırı'ya kadar aracın altında giden kediye İtfaiye personeli sahip çıktı
Ağrı'da Kızıyla Aynı Okulda Öğretmenlik Yapan Baba, Emekli Oluyor
Buse öğretmen zorluklara rağmen 19 öğrencisini geleceğe hazırlıyor
Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'ne Türkiye'den üç güçlü aday gösterildi