Yeniçağ yazarı Orhan UĞUROĞLU, Sözcü TV ana haber sunucusu Fatih Portakal ile yakından tanışan bir isim.
Orhan UĞUROĞLU son yazısında Fatih Portakal'ın açıklamalarına yer verdi ve son yazısında Fatih Portakal'ın kendisine gönderdiği mesaja da yer verdi.
İşte o yazının tamamı;
Sözcü TV ana haber sunucusu Fatih Portakal Halk TV’den Barış Pehlivan ile Serhan Asker’in gözaltına alındığı 28 Ocak’ta yaptığı yorum Halk TV tarafından şiddetle eleştirildi.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici de bir değerlendirme yayınladı. Faruk’un değerlendirmesini yarın yazıma alacağım.
56’ıncı yılına giren bir gazeteci olarak en son yazımda tarafsız bir şekilde yorum da yapacağım.
Fatih Portakal’ın sözlerinin deşifresi aynen şöyle:
“Son dakika gelişmesiyle başlayacağız gazeteci Barış Pehlivan ve Serhan Asker bugün Halk TV'den bilirkişi soruşturması kapsamında gözaltına alındılar.
Gazeteci Barış Pehlivan Halk TV'de yayına hazırlanırken gözaltına alındı polisler halk TV'ye geldi.
Bildiğim kadarıyla Topkapı’da yerleri. Oraya gittiler ve Barış Pehlivanı yayındayken anladığım kadarıyla çıkarttılar ve gözaltına aldılar.
Bu görüntüler de Halk TV'den geldi ve işte polislerin herhalde aşağı geliş aşağı geldikten sonra da Barış Pehlivan'ın aşağıya istemeleri ve daha sonra Barış Pehlivan'ın da polislerin yanına gidip ardından gözaltına alınması yani bilerek tabii geliyorlar.
Yani Barış'ın bugün nerede olduğunu biliyorlar programının nerede olduğunu biliyorlar ve ha diyebilirsiniz şov muydu şov mu değil mi orasını bilemem ama gözaltına alındığını söylüyorum sizlere.
Serhan Asker de sorumlu müdür olarak gözaltına alındı Serhan Asker Ankara'da bildiğim kadarıyla gözaltına alındı.
Şunun tespitini yapmak gerekiyor Barış Pehlivan'ın yaptığı doğru muydu?
Hayır doğru değildi. Onun bir kere tespitini yapayım.
Yani Barış çok iyi bir gazeteci olabilir dosya habercisi olabilir Ama o bilirkişiyle yapmış olduğu konuşma onu etrafındakilere dinletsem istemiyorum ben yayınlanmasını istemiyorum cümlesi dahi cümlesi hatta alenen dinlendiği yerde adresini sorması ve bunu daha sonra nasıl bir editöryal masaları var bilmiyorum ama bunu istemeyen bir kişinin yani kayda alınmasını da istemeyen bırakın kayda alınmaması alınmasını bunun yayınlanmasını da istemeyen bir kişinin bu söylemi üzerine bile eğer bunu yayınlıyordu bu bir hata.
Yanlış yapmamanız gerekir sizin gibi tecrübeli bir gazetecinin ve Türkiye'de yaşayan Türkiye gibi bir ülkede gazetecilik yapan Türkiye şartlarını bilen bir gazeteci olarak yapmamanız gerekir.
Her şeyden önce gazetecilik etiği açısından bunu yapmamanız gerekir.
Barış'ı bu yönde eleştirebilir. Eleştirme hakkına da sahip olduğu düşünüyorum bilgi ve becerimle.
En azından meslekteki yapmaması gerekiyordu.
Ve bugün YouTube kanalında da özür dilerim x kanalında da paylaşmıştı geçen cümleleri altyazıyla yazılmış edilmiş.
Ha doğru mudur gözaltına alınması? Yani bu şekilde gözaltına alınmaması gerekiyor çağırırsınız gider adam ifadesini verir.
Burada bir şov mu Evet biraz şov yapıyor yani gördüğümüz kadarıyla emniyet birimleri alıyoruz işte bak yine alıyoruz.
Burada çağırırsınız Serhan Askeri sorumlu müdür olarak çağırırsınız. Barış Pehlivan’ı Gel kardeşim ifadeni alacağım.
Böyle bir kişi senin hakkında suç duyurusunda bulundu ifaden nedir diye kaçacak mı? Adam gidecek mi gidecek başka bir yeri yok ki Serhan’ın da yok Barış'ın da yoktur diye biliyorum ve gidecekler ifadelerini verecekler.
Burada evet biraz kamuoyunu da harekete geçirelim bak biraz daha böyle belki dün vardı ya bir söz Keskin kılıcın keskin tarafıyla kılıcı tutan el işte burada.
Belki de bu gözdağını vermek istediler bir taraftan Madalyonun bir tarafında bu gazetecilik etiği açısından Doğru bir hareket miydi?
Hayır bence doğru bir hareket değildi Barış Pehlivan kendini bir kez bu yönde sorgulaması gerekir.
Bu gözaltına alınış şekli normal midir Türkiye şartlarına normal alıştık.
Artık peki bunun sonrasında ne olacak dersiniz?
Bu bilirkişi göz altısı sonrasında ne olur?
Ben tutuklama çıkacağını düşünmüyorum ha bir belki şey yapılabilir adli kontrol uygulanabilir ama bunun dışında bir hareketin veya bir kararın yapılacağını düşünmüyorum.
Program şu anda yapılmayacak bildiğimiz kadarıyla bugün çünkü programları vardı Barış Pehlivan işte İsmail katılıyor saat 8'deydi o programları 8'deki bu programı açıp kapatacaklarmış.
Daha sonra da Çağlayan Adliyesine gidecekler ve Çağlayan adliyesinde arkadaşlarına Barış Pehlivan’a destek verecekler.
Bu şekilde bir gözaltı sabah saatlerinde zaten bir tahkikat başlatıldığını biz duymuştuk.
Barış Pehlivan’la ilgili Şirin Payzın ‘a ilgili Fırat Fıstık’la ilgili bugün üç gazeteci ile ilgili üç gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından.
Şirin Payzın’a terör operasyonu veya terör propagandası özür dilerim Sözcü’den Fırat Fıstık’ın İsrail'le ticaret haberi üzerine bir soruşturma başlatıldı.
Dosya haberciliği de önemli bir isimdir Fırat Fıstık Sözcü televizyonda ve gazetesinde.
Barış Pehlivan sabah saat de belliydi Ama bu şekilde neden alıyorsun arkadaş niçin böyle alıyorsun?
Şov yaparcasına sanki adam kaçacakmış.
Hayır çağır gelmezse adli kolluk kuvvetini gönder getir ama bunların hiçbirinin bir yere gideceği yok veya kaçacak yeri yok veya kaçacak yerimiz yok çağırırsın insan gibi gidilir orada ifadesi verilir.
Bu ifadeden sonra akşam saatlerinde daha doğrusu ilerleyen saatlerde gece saatlerinde Barış Pehlivan’la ilgili bu savcılığın ne karar vereceğini yani mahkemeye mi sevk edecek Yoksa mahkemeden sonra sadece savcılıktan salıverilecek mi ?
Onu zaman içerisinde göreceğiz ama çok zaman tutmayacak.
Bu saat aşağı yukarı 7’yi 10 geçiyor gece yarısına kadar biz bunun sonucunu öğrenmiş oluruz bir kez daha söyleyeyim gazeteci Barış Pehlivan ve Serhan Asker gözaltına alındı biri Ankara'da diğeri Halk TV'nin merkezinde Topkapı’da tam programa hazırlanırken ve şu an da Çağlayan adliyesinde biri diğeri de oraya getiriliyor ifadeleri alınacak alınma nedeni ise İmamoğlu’nun Ekrem İmamoğlu’nun Dün açıkladı işte turpun büyüğü olarak ismini duyurdu.
O bilir kişiyle yapmış olduğu telefon konuşması ki daha sonra o telefon konuşmasının da karşı taraf tarafından istenmediği halde Halk TV'de yayınlanması.
Bunun diğer sosyal medya mecralarında da yayınlanması.
Bildiğim kadarıyla RTÜK Halk TV'ye de bir inceleme başlattı.
Gelişmeler oldukça sizlere tekrar döneceğiz diyelim.
Bu şekilde bakalım ilerleyen saatlerde ne olacak nasıl bir karar çıkacak işte yani her şeyi yaşıyoruz bu ülkede saatler içerisinde her şeyi yaşıyoruz her şey saatler içerisinde değişebiliyor
Atilla demiş ki Fatih Portakal harbiden saçmaladın Çıldırıyorum.
Tabii ki herkes Barış kadar cesur olamaz.
Neyse sen bu şekilde devam et ne ete ne süte demiş bir başka arkadaş demiş ki bunca hukuksuzluğu görmenize rağmen gücün Barış Pehlivan’ı eleştirmeye yetiyor, seni almazlar elbet.
Merak etme şundan sonra çıldırıyorum hocam sen ne kadar biliyorsun gazeteciliği de eleştirebilir ben o sözleri dinledim sosyal medyada da dinledim bugün yani ben gazeteciliği bir tartışmaya açmam ben gazeteciliğimiz dinledikten sonra ve adam diyor ki yayınlayamazsınız bunu yayınlarsanız eğer.
Adresini soruyor kötü niyetle sormuyor belki Barış ama adresini de soruyor ve bu uluorta tüm sosyal medyada var oradan duyulduğu zaman yani adam doğru yapmıştır yanlış yapmıştır onu tartışmıyorum.
Ben bilir kişiyi falan tartışmıyorum Tamam ama yapılan gazetecilik mesleği adına yapılmaması adam istemiyor yayınlanmasını ya istemiyorum diyor ve sen yapamazsın yani bunu.
Diğer taraftan gözaltına alınmasını eleştiriyorum. Ne yapayım bunu o yüzden cesaretle cesaretsizlikle filan lütfen karıştırmayın veya karşılaştırmayın öyle bir şey yok.
Ben yalan mı söyleyeceğim yani vicdanım ne söylüyorsa ben onu diyorum ondan sevilmiyorum zaten.
Bazen ve eğer haksız bir şey yapılıyorsa ben haksız bir şeye neden ideolojik bakarak ya bunlar haksızlık yapıyor.
Tamam bu da haksızlık yapmış ama haklı diyeceğim diyemem arkadaş sen demeye devam edebilirsin ve arzu edersen Başka yeri de seyredebilirsiniz bakabilirsin o gözlüklerle ben bakamam ama benim vicdanım kabul etmiyor böyle şeyleri.
***
Fatih’in bu sözleri üzerine WhatsApp mesajı gönderdim ve aynen okudu:
Orhan abi de diyor ki gazeteciliğin temel ilkeleri evrenseldir. Biz uymazsak yandaş gazetecileri nasıl eleştiririz?
Abi işte gazeteci olmayan insanların duygusal olarak davrandıkları bir eleştiri bunlar ben onu duygusal olarak görüyorum çünkü artık milleti öyle bir doldurdular ki millet öyle bir baskı altına alındı ki öyle bir hukuksuzluk ve adaletsizlik var ki o adaletsizlik yapıyorsa Bu da yapmalı bunun da hakkı diye görüyor
Kimse yani doğru yolu konuşmuyor doğru yol bu demiyor o yaptı mı ben de yapmak zorundayım o yaptı mı o da yapmak zorunda e doğruyu nasıl bulacağız?
O zaman doğruyu bulamayız ki at izinin it izine karıştığı bir ortamdan bahsediyoruz.
Kaynak: Yeniçağ