Gerçek Gündem'in Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar sosyal medyasında yaşadığı bir olayı anlatarak adeta herkesin burnunun direklerini sızlattı.
Seyhan Avşar, karşılaştığı bir komşusuna yardımda bulunduğunu aktarırken, yaşlı kadının yürek parçalayan durumunu da takipçilerine aktardı.
Seyhan Avşar, X'teki sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı;
Bugün hayatım boyunca unutamayacağım, çok üzüldüğüm, çok utandığım bir gece yaşadım. Belki hepimiz, kendimizi biraz olsa sorgularız diye paylaşmak istiyorum.
Akşam bir dostum ile buluştum. Gece 23.00 gibi ise eve döndüm. Arabamı evimizin arka sokağında boş bulduğum bir yere park ettim. Eve doğru ilerlerken sokağın başındaki bir teyze bana doğru seslendi: Güzel kızım bakar mısın?
Biraz korktum. Ne de olsa karanlıklar içinde bir yaşlı kadın. Malum son süreçlerde iyice de paranoyak olmuş vaziyetteyiz. Çekine çekine yanaştım teyzeye. “Yavrum komşum Neziha telefonumda kayıtlı. Okuma yazmam yok. Onu arar mısın?” dedi.
Telefonu elime aldım. Komşuyu aradım. Teyze komşusuna başının çok ağırdığını, tansiyonunun yükselmiş olabileceğini söyledi. Ancak komşu, “Ben gelip ölçemem. Al tansiyon aletini bize gel” diye yanıt verdi. Teyze çok üzgün şekilde kapattı telefonu.
Tam evine doğru dönecekken, “Teyze ben ölçeyim tansiyonunu” dedim. Binanın içerisinde tansiyonunu ölçtüm. İnanamadım. Büyük tansiyon 25…
“Teyze çok yüksek tansiyonun” dedim. “Limon sıksam geçer mi?” diye sordu. “Limonun var mı, varsa müsade et ben girip sıkayım?” dedim. Beni içeri almaya çekinse de aldı. Kombisi olmayan buz gibi bir ev… Yerlerde ince bir çul. Teyze 4 gözlü bir elektrik sobasıyla ısınmaya çalışıyor. Teyzenin tansiyonuna mı, o derin yoksulluğa mı yanayım derken sıktığım limonu içirdim.
Öte yandan da teyzeye ambulans çağırmayı öneriyorum. Ancak korkuyor. Beni hiç tanımıyor, güvenmiyor haklı olarak. Kartal’da oturan oğlunu aramak istedi. Aradım. Oğlu, “ben Kartal’dayım gelemem” dedi. Teyzenin ısrarlı tüm aramalarına rağmen oğlu gelmedi. Bir şekilde teyzeyi ikna edip ambulansı çağırdım.
Gelen sağlık çalışanlarının ölçümünde de tansiyon 19 çıkınca hastaneye kaldırdık teyzeyi. Hastanede sürekli oğlunu sordu. En son, “Teyzecim oğlun kaç kez aradı. Seni çok merak etmiş” dedim. “Ama ben konuştuğunu görmedim” dedi. “Lavaboya gittiğimde aradı” deyince ise pek bir mutlu oldu. Halbuki ne arayan vardı ne de soran.
4 saatlik bir hastane serüveninden sonra tansiyonumuz 14’ü gördü ve eve dönmemize izin verildi. Teyzemi ilaçlarıyla evine bıraktım.
“Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” öğretisiyle büyüyen insanlarız bizler. Ancak bu şehrin koşulları her şeye yabancılaşmamıza neden olmuş vaziyette. Yanı başımızda yalnız, yoksulluk çeken komşumuzdan dahi habersiziz. Belki de şapkayı önümüze koyup düşünmenin zamanı gelmiştir.