Hemen harekete geçin. Yapmak istediklerinizi derhal yapmaya çalışın. Keşke dememek için bunu yapmak zorundasınız. Yaptığınız da da göreceksiniz ki iyi ki bunu yapmışım diyeceksiniz. Ani bir kararla Sivas'a gitmeye karar verdim. Önümde iki seçenek vardı ya Pazartesi ya Cuma.. Annem bana Cuma günü gitmemi söyledi.
Ama benim içimdeki his hayır pazartesi diyordu. Evet uçak biletleri biraz pahalıydı Pazartesi günü Cuma'ya göre.. Ama bunu pek umursamadım içimdeki hissi dinledim ve pazartesi gitmeye karar verdim. Pazartesi Günü yaklaşık 4 yıldır kanser tedavisi gören babamı ziyaret ettim. Oturduk biraz sohbet ettik. Çok mutlu olmuştu belliydi. Onu hissettim her ne kadar fazla vakit geçirememiş olsak ta onu görmek beni rahatlatmıştı. Eminim ki onun için de bu böyleydi. İki defa ilik nakli olmuş ve kanserle 4,5 sene mücadele etmişti.
Belki onu son görüşümü bilmeden belki de dünya hali gidipte gelmemek gelipte görmemek var diyerek gittim yanına işte. Ki öyle de oldu. Hem de hiç beklemediğim anda oldu. Kanseri yenmiş ve 4,5 sene onunla savaş vermişti. Ama her ne olduysa benim yanından ayrılmamdan iki gün sonra sabah saatlerinde şekerinin yükselmesi nedeni ile kaldırıldığı hastanede yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamayarak vefat etti. Hiç bir şeyden habersiz acı haber çabuk ulaştı. Arayan yeğenim biz babam annem ve kardeşim Sivas'a gidiyoruz. Hayırdır sorun nedir? dediğimde dedem biraz rahatsızlandı onun için gidiyoruz durumu ağırmış dedi.
Ama ben ilk duyduğumda dünyam başıma yıkıldı ve hayat durdu. Babamın telefonunu aramaya cesaret edemedim bir süre sonra aradığımda da zaten ulaşamadım.Açan olmadı. Ve tekrar acı acı telefon sesiyle irkildim arayan amcamdı. Babamı kaybettiklerini söyledi. Ne tepki vereceğimi bilemedim. Ağlamak istedim ağlayamadım. Sonrasında ise her şey bomboştu. Yaşadığım an gördüklerim, duyduklarım her şey anlamsızlaştı. Sakinleşene kadar kendime gelemedim. Ve sabah ilk uçuşla daha iki gün önce heyecanla gittiğim Sivas'a bu kez acıyla kederle gitmek için yola koyuldum. İnanamıyordum inanmak istemiyordum belki de. Kabullenmek o kadar zordu ki.
Ve sonun da acı gerçekle yüzleştim. Cenaze yıkama aracına girdiğim de tarifi olmayan o acıyı yaşadım. Gözümün önünden asla gülüşü gitmiyor. Kolay kolay gitmeyecek . Ölürken bile gülümsemiş. Çektiği bütün acılardan kurtulmanın gülüşüydü belki de. 4,5 sene zor bir mücadele verdi. Kansere karşı savaştı ve var gücüyle dik durdu. Ama nedeni belli olmayan Şeker yükselmesine yenik düştü. Kanserin bile deviremediği koca Çınar'ı şeker devirdi. Ama yaşadığım bu acıdan çıkardığım tek ders hiç bir şeyi ertelememek olduğuydu. Pazartesi değil de Cuma günü gitmiş olsaydım babamın cansız bedeni ile karşılaşacaktım.Bir hafta içerisinde yaşadığım bu olay hayatımda unutamayacağım bir ders oldu.
Onu ölmeden önce bir kaç saatliğine de görmüş olmam ve onun mutlu olması benim unutamayacağım tek şey oldu ikimiz arasında ki. Şuan ne kadar acı çekiyor olsam da tek tesellim bu oldu. Zira benzer olay da yeğenim tarafından anlatılınca ne diyeceğimi bilemedim kendisi benim geleceğim güne bilet almış ve ablasının bir hafta sonra birlikte gideriz teklifine olur demiş ve gelememişti.
Dedesinin yani babamın cenazesinde ki her ağlayışı gözümün önünden bir an olsun gitmiyor. O yüzden her ne olursa olsun sakın sizler de ertelemeyin yapacaklarınızı. Hemen harekete geçin ve gidin uzaklarda olan yakınlarınızı görün. Kaybettikten sonra ne kadar ağlasakta sızlansakta boş. Babanın yerini ananın yerini doldurmak öyle zor ki insan istese de dolduramaz.