1.ÇALIŞAN: Saat ücreti, prim ya da maaşlı çalışın fark etmez, paranızı sadece çalıştığınız müddetçe alırsınız. Gerçek şu ki, her çalışan çalışma performansının ve şirkete kattığı değerin sadece %25’i kadar maaş alır. Ne kadar iyi olursa olsun. Geri kalan %75, patronunun tatili, yeni arabası için finanse edilir. Bir çalışanın hiç bir zaman hayali olmaz olsa da gerçekleştiremez. Belirli bir zaman veya yıllar sonrasında o kadar çalışması ve koşturması sonrasında hiçbir şey elde edemediğini fark edince de hüsrana uğrar. EĞER ŞUAN SİZDE BİR ÇALIŞAN OLARAK HAYATINIZI SÜRDÜRMEYE DEVAM EDİYOR İSENİZ LÜTFEN EN YAKINLARINIZA BAKIN YILLARCA ÇALIŞTILAR SONUÇLARINI GÖRÜN SİZİN SONUNUZDA ONLARDAN FARKLI OLMAYACAKTIR.
2. İŞ YERİ SAHİBİ: Bütün çalışanların rüyasıdır İşyeri Sahibi olmak. Gerçekte ise, işyeri sahipleri hayatlarını bir kâbusta gibi yaşar. İstatistiklere göre, %90 yeni kurulan işyeri, ilk iki senede iflas eder. Mevcut işyerlerinin de %80’i 5 yıl içinde kapanır. 10 ya da 20 yıldan daha eski kaç şirket tanıyorsunuz? Ve tüm işyeri sahiplerinin de onaylayacağı gibi, hayatınızın kontrolü, işyerinizin elindedir. Haftada 70–80 saat çalışmak, bir işyeri sahibi için az rastlanır bir durum değildir. Yaşam kalitesi ise neredeyse SIFIR. Hastalık, işyeri sahiplerinin varoluş tehlikesi. Bir düşünün:Herhangi bir rahatsızlığınızdan dolayı işyerinizi 6 ay terk etmek zorunda kalsaydınız ne olurdu?
3. YATIRIM ARAÇLARI: Diyelim ki, paranız var yatırım yaptınız iyi bir geri dönüş elde ediyorsunuz. Ancak, öncelikle yatırım yapacak ve bu paranın getirisiyle geçinebilecek ufak da olsa bir servetiniz olmalı. Yazık ki pek çoğumuz böyle bir servete sahip değiliz. Üstelik üretmeden kazanılan paranın da manevi değeri ne kadar olur, tartışılır.
Eğitimlerimizde edindiğiniz bilgiler sayesinde gelişebilir ve yükselebilirsiniz. Kendinizle ilgili sınır tanımayın. Tek gerçek sınırımız vizyonumuzdur.
Bilginizin sınırlarını zorlarsanız, vizyonunuzu genişletirsiniz. Kendiniz için iyi bir başlangıç yapmış olursunuz. Bazı kişiler okuldan ayrıldıklarında öğrenmeyi bırakırlar. Neyi bilmediğinizin ilk kez ne zaman farkına vardınız? Belli alanlarda bilgiye gereksinim duyduğunuzu anladığınızda, bu yönde adım attınız mı? Yeni bir şey öğrenerek en son ne zaman tatmin oldunuz?
Bilgi ufkunuzu genişletin. Şuanda sahip olduğunuz bilgi, doğası gereği sınırlıdır. Sahip olmadığınız bilgiler ise sınırsızdır. Yürekli olun. Sınırlarınızdan kurtulmaya çalışın ve daha fazla öğrenin. Şuanda sahip olduklarınızla yetinmeyin.
Öğrenmeyi okuldaki öğretimle mi özdeşleştiriyorsunuz? Öyleyse, diğer öğrenme yollarının farkına varmak için bakış açınızı genişletmenizde-bu sınırı zorlamanızda- yarar vardır. Hem kendi deneyimlerimizden hem de okuyarak, gözleyerek, dinleyerek ve seminerlere katılarak başkalarının deneyimlerinden çok şey öğrenebiliriz.
Uzun yılları kapsayan eğitiminiz ve mesleki başarı belgeleriniz olsa bile, dünyada olup bitenlere karşı sürekli açık ve ilgili olmanız temel bir önemdedir. Okul yıllarında öğrenimini gördüğünüz uzmanlık alanına gömülüp kaldığınız için, geniş bir bilgi yelpazesine sahip olma fırsatını kaçırmış olabilirsiniz. Size okulda tek yönlü düşünme de öğretilmiş, fakat bu yol artık işe yaramıyor olabilir. Kendinizi çok yönlülüğün dinamizmine açmanız gerekebilir. Okul öğreniminizde edindiğiniz bilgi dağarcığının sınırını aşmak için harika bir potansiyeliniz vardır. Merdivenin bu basamağında korkusuz olun. Bildiklerinize sevinin ve aklınızı daha fazla öğrenmeye açın.
Amacımız başarılı olmanız için ihtiyaç duyacağınız en iyi fırsatı ve bu konudaki tüm bilgileri size sağlamak. Dünyanın 150 ülkesinde ve Türkiye'nin birçok ilinde bu fırsattan insanların yararlanabilmesini sağlamak adına birçok eğitim ve fırsat seminerleri düzenleniyor. Tek yapmanız gereken bu eğitim programlarımızdan birine dâhil olmak ve fırsatla birebir karşılaşmak. Atakan TAŞUR' bir telefon kadar yanınızda... Sevgi ve Saygılarımla