Keşke hiç büyümeseydik diyorum en azından kendim için bu böyle..
Nasıl özlüyorum çocukluğumu bir bilseniz..
Babamın hayatta olduğu günleri.
Elinden tutup hiç ama hiç bırakamadığım o günleri.
Sokakta oyun oynarken sokağın en sonundan arabayla onun gelişini gördüğümde koşturduğum günleri.
Yanına sokulup bana şunu al bana bu al dediğim günleri özledim işte..
Üsküp'te vakit geçirecek yer kısıtlığı olduğundan Bugün yine AVM'deydik haliyle..
Işıklı ayakkabısı olan bir minik gördüm ve o an içimin cız ettiğini hissettim.
Canım babamın bana da ışıklı ayakkabı aldığı o gün aklıma geldi. O gün bende En az o çocuk kadar mutluydum..
Ayakkabıma durup durup bakıyordum yanıyor mu diye..
Tıpkı o minik gibi...
İşte o günleri özledim.
Her şeyden habersiz olduğum günlerdi. Hayattan. İşten güçten. Gelecek kaygısından ve en önemlisi
Ölüm denilen o söylemesi bile soğuk gerçekten habersiz olduğum günler..
Neler vermezdim ki o günlere dönebilmek için.
Ah neler...